1. ANADOLU MEDYASI ÇALIŞTAYI ANKARA'DA GERÇEKLEŞTİRİLDİ

TİMEF GENEL BAŞKANI GÜREL;

ü

TİMEF Üyesi STK'lar, Türk Dünyası Gazeteciler Federasyonu Üyesi STK'lar, Türkiye Gazeteciler Federasyonu ve Konfederasyonu üyesi STK'lar, TİMEF Üyesi olmayan Medya alanında faaliyet gösteren STK'lar, yerel ve bölgesel radyo ve televizyon sahiplerinin kurdukları, bu alanda bir ilk STK olan Yerel ve Bölgesel Radyo Televizyon Sahipleri Derneği RATSA, Anadolu'da faaliyet gösteren tüm Yerel Medya kuruluşları ve  Medya çalışanlarının arasından, Türkiye'nin yedi ayrı bölgesindeki illerde, her biri alanında yetkin 50 yerel medya temsilcisinin davetli olarak katıldıkları 2. ANADOLU MEDYASI ÇALIŞTAYI, 10-12 Mayıs tarihlerinde, Ankara Hotel Monec'te  gerçekleştirildi.

Açılış oturumuna RTÜK Başkanvekili Esat ÇIPLAK'ın da katıldığı Çalıştayda bir konuşma yapan TİMEF Genel Başkanı Şakir GÜREL, Yerel Medya'nın çok zor durumda olduğunu, şartlarının her geçen gün daha da ağırlaştığını, bugün gelinen noktada ise Mors Alfabesi ile S.O.S çağrısında bulunmak zorunda kalındığını belirterek özetle şunları söyledi;

Anadolu Medyasını oluşturan biz yerel yayıncılar oldukça önemli, önemli olduğu kadar da zor günlerden geçiyoruz. Önümüzdeki seçimler, yaşadığımız zorlukların üstesinden gelebilmemiz için bize ve siyasilere tarihi fırsatlar da sunuyor. Şimdi ya bu tarihi fırsat değerlendirilecek,  Anadolu Medyası yoluna devam edecek,  ya da başta yerel televizyonlar olmak üzere çok sesliliğin, renkliliğin ve basın özgürlüğü ile birlikte Anadolu Medyasının biraz daha çöktüğünü görecek, kısa bir zaman sonra da yok oluşunu izleyeceğiz. Bu tarihi günlerde siyasi görüşlerimizi bir kenara bırakalım ama birbirimizi yalnız bırakmayalım. Şimdi olduğu gibi birlik olalım, birlikte olalım, olmaya devam edelim, sorunlarımızın çözümü için sesimizi duyuralım"

TİMEF Genel Başkanı Gürel ayrıca, AB Sivil Düşün Programı, Kahramankazan Belediyesi ve  RTÜK Başkanvekili Esat ÇIPLAK ile Anadolu Medyasının vefakar ve cefakar emektarları başta olmak üzere, katkı ve katılımda bulunan herkese, eksiksiz ve sıcak  misafirperverlikleri İçin ayrıca Hotel Monec’e de teşekkür etti.OHAL ve Seçim sürecinde yerel medyanın içinde bulunduğu durumun konuşulduğu, şartlarının iyileştirilmesi, çeşitliliğinin korunması için yapılacakların tartışıldığı, bir yıl önce ilki yapılan ANADOLU MEDYASI ÇALIŞTAYI 'nda alınan kararların uygulamasının değerlendirildiği çalıştayda, Türkiye'de Yerel Medyanın oluşturduğu çek sesliliğin, çeşitliliğin, renkliliğin, özgürlüğün, daha önemlisi Yerel Medyanın bizatihi kendisinin yok olmaması için Çalıştay Sonuç Bildirisi ile Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti başta olmak üzere resmi, sivil ve siyasi tüm ilgililere S.O.S çağrısında bulunuldu.

Toplam 10 madde olarak açıklanan 2. ANADOLU MEDYASI ÇALIŞTAYI SONUÇ BİLDİRİSİ'nde özetle şöyle denildi;

ü

Türkiye'de ulusal diye tabir edilen yaygın medyanın, ana akım medyanın alternatifi, çok sesliliğin ve basın özgürlüğünün teminatı Anadolu Medyasıdır. Anadolu Medyası güçlü olursa Türkiye'de çok seslilik, çeşitlilik, basın özgürlüğü gibi tartışmaların, kendiliğinden azaldığı, hatta yok olduğu görülecektir. Oysa  Anadolu Medyası; gazeteleri, radyoları, televizyonları, internet haber siteleri de dahil top yekun, tüm zamanların en zor durumundadır.

TÜM İLGİLİLERE ve YETKİLİLERE MORS ALFABESİ ile S.O.S ÇAĞRIMIZDIR

TİMEF Olağan Genel Kurul İlanı TİMEF Olağan Genel Kurul İlanı
  • Geçtiğimiz yıl 8-10 Mart tarihlerinde birincisini gerçekleştirdiğimiz Anadolu Medyası Çalıştayı'ndan bu yana geçen 14 aylık süreçte sorunlar azalmamış, maalesef a
  • rtarak devam etmiştir. Yerel radyo ve televizyonlar, Hükümetin çıkardığı sayısız  teşviklerden çeşitli nedenlerle bir yıl önce de yararlandırılmıyor veya yararlanamıyorlardı, bugün de yararlandırılmıyor veya yararlanamıyorlar.
  • hazırlatılması için ciddi bedeller ödenen KAMU SPOTLARI, can çekişen Anadolu Televizyonlarında bir yıl önce de bedava yayınlatılıyor, yayınlamayanlar direkt veya dolaylı
  • yollardan ağır cezai yaptırımlarla karşı karşıya bırakılıyorlardı, bu durum bugün de aynen geçerliliğini koruyor. KAMU SPOTLARI 'nın ücretlendirilmesi ile ilgili, geçen yıl ki çalışta yımızın sonuç bildirisi üzerine TBMM 'ne Anamuhalefet Partisi tarafından verilen kanun teklifi, bir yıldır Meclis gündemine alınmayı bekliyor.
  • Radyo ve televizyonların neredeyse tamamı, geçen yıla kadar olduğu gibi şimdi de telif ücretleri ile boğuşmaya devam etmekte, mahkemelerde, icra dairelerinde adeta sürünmektedir. TBMM 'ne sunulan Telif Hakları Kanunu çıkarılmadıkça, bu alanda yaşanan mağduriyetlere yenileri eklenmekte, yaşanan mağduriyetler ise artarak devam etmektedir.
  • Yerelde yayın yaparken uyduya çıkmayı başarmış televizyonlardan, bir yıl önce de milyar dolarlık ciroları olan holding televizyonları ile aynı uydu kira bedeli alınıyordu, bugün de aynı kira bedelleri alınıyor. Dahası, geçen yıl ki çalıştayımızın sonuç bildirisinden sonra; indirim vaadi ile MP2 'den MP4 'e geçmeye teşvik edilen Anadoludaki televizyon yayıncılarına, izleyicisi ile birlikte işlevi de kaybettirilmeye çalışılıyor.
  • Türkiye'de 1990 'lı yılların başından bu yana kurulan ve çoğunluğu karasal yayın yapan televizyonların yüzde 80 'i ya kapanmış ya da sadece kağıt üstünde adı ve şirketi kalmıştı. 1. Anadolu Medyası Çalıştayı'ndan bu yana geçen süre zarfında çeşitli nedenlerle kapanan televizyonlara, en az 50 televizyon daha eklendi.

Yine bir yıl önceki çalıştayda; Anadolu'da çok seslilik ve çeşitlilik adına gazete enflasyonu yaşandığı, elinden hiçbir iş gelmeyenin yaptığı ve yapmayı gözüne kestirdiği ilk işin gazete çıkarmak, gazete sahibi olmak olduğuna dikkat çekmiş, gazete sahipliği için şartlar getirilmesi, bu şartların gerçekçi ve uygulanabilir olması çağrısında bulunmuştuk. Lakin müspet yönde hiçbir değişiklik olmadı.

Aksine, vasıflı gazetelerin resmi ilan gelirleri azaldı, verilen ilanların tarifelerinde son 3 yıldır artış yapılmadı, bu yıl yapılan artış da uygulamaya konulmadı.

ü

  • Türkiye'de son 15 yılda gazeteci yetiştiren İletişim Fakültelerinin sayısının 5-6 'lardan 50-60 'lara çıktığını söylemiştik. Şimdilerde bu sayı 100
  •  'e dayandı. Durum böyle olduğu halde İstanbul, Ankara ve İzmir ile birlikte tüm Anadolu 'da gazetecilerin çalışacakları alanlar her geçen gün daha da daralmaya, işini kaybeden veya okulundan mezun olduğu halde iş bulamayan, işini yapamayan onbinlerce işsiz gazeteci ordusuna binlercesi daha eklendi.
  • Türk Basını için Barolar Birliği gibi üyeliği belli şartlara bağlı ancak zorunlu olan, evrensel normlarda kendi etik kurallarını koyup uygulayabilen, kanunla kurulmuş Basın Meslek Birliği 'nin acilen kurulmasını istemiş, bugünün siyasetinin, iktidarı ve muhalefeti ile bunu en sağlıklı şekilde kurmaya ve uygulamasını sağlamaya muktedir olduğunun altını çizmiştik. Siyasi iradeden, maalesef bu konuda bir yardım alamadık/göremedik.
  • Geçen yıl ki Çalıştayımızda; "İktidara geldiği günden itibaren Anadolu Medyasının katkısını hep takdir eden ve yanında duran Ak Parti iktidarı, bundan iki-üç yıl öncesine kadar iktidarın içine sızmış Fetöcü terörist oldukları anlaşılanların manipülasyonları ile oluşturulan Medya sermaye sahiplerinin işidir. Bu işi parası olmayan gazeteciler değil, sermaye sahipleri yapsın algısı ile sürekli ve kararlılıkla mücadele edilmesi gerekir" demiştik. Bu yıl da aynı duygu ve düşüncede olduğumuzu bir kez daha vurguluyoruz.

ANADOLU MEDYASI 'nın temsilcileri, Yerel ve Bölgesel Radyo Televizyon Sahipleri Derneği RATSA'nın da üyesi olduğu, Türkiye'nin 7 ayrı bölgesinde ki temsilcilikleri ile tüm illerde teşkilatlanmış bulunan, Tüm iletişim ve Medya Federasyonu TİMEF 'in davetlisi Çalıştay heyeti olarak,  Anadolu Medyasını temsil ettiklerini söyleyen, isimlerini dahi zikretmeye gerek duymadığımız, uygun da bulmadığımız sözde sektörün temsilcisi, özünde sektörden ve gerçeklerinden bihaber kurumların da bir an önce mercek altına alınması elzemdir. Anadolu Medyası için çalışıyoruz diyerek Anadolu Medyasını istismar edenlere, iktidardan kendi keselerine rant devşirenlere daha fazla fırsat verilmemesi gerekir. Aksi takdirde, sözde sektörün temsilcisi, özünde sektörden ve gerçeklerinden bihaber bu ve benzeri kurumların temsilcileri, iktidarın nimetlerinden vazgeçmek bir yana, iktidar nimetlerine daha çok sarılmaya, Anadolu Medyası için çalışıyoruz diyerek Anadolu Medyasını istismar edenlere, iktidardan kendi keselerine rant devşirenlere daha fazla fırsat verilmemesi gerekir. Aksi takdirde, sözde sektörün temsilcisi, özünde sektörden ve gerçeklerinden bihaber bu ve benzeri kurumların temsilcileri, iktidarın nimetlerinden vazgeçmek bir yana, iktidar nimetlerine daha çok sarılmaya, Anadolu Medyasının mağduriyetini katlamaya devam edeceklerdir.

ü